Orjinalini yazan: Ethic1 Hocam benim 2 satır üstteki soruma rica etsem yanıt verebilir misiniz?? İlk cümlede hata var klavyeeden kaynaklı, videonuzu izledim olacak. Biz bu anaeroblardan kurtulamıycaz imkansız gözüküyor literatüre göre, çünkü hem nemli yer, hem besin var yiyeceklerle her gün şeker takviyesi yapıyoruz, hem de ağızımızda yani yarı oksijenli bir yerde yani kapsül geliştirerek oksijene de direnç göstermişler o yüzden artık bende oksijenli su bile işe yaramıyor. Kazısak da geri geliyorlar uygun alan çünkü, ısıl enerji lazer belki bir ihtimal ama onu da denedim ben tip 2 olduğum için tekrar oluşacak çünkü geniz akıntım var ve biliyoruz ki onun da tedavisi Yok. Tip 2 arkadaşlarıma tekrar geçmiş olsun literatür açısından bunun tedavisi mümkün değil. Haksız mıyım hocam??

Sırası ile düzelteyim
Anaerop bakterilerden kurtulmak neden gerekli olsun? Onlar ağzımızda bulunmak zorundadır. Zaten kurtulmak da mümkün değildir. Böyle bir beklenti veya böyle bir hedef seçmek yani anaeroplardan kurtulmaya çalışmak isabetli değildir.

Her gün şeker takviyesini anaeroplardan kurtulmak için mi yapıyorsunuz? Yoksa onları besleyip, geliştirip sayıca artırmak , daha zengin ve çeşitli yapmak için mi şeker yiyorsunuz? Şeker anaeroplar dahil bakterilerin sevdikelri, beslendikelri bir kimyasal maddedir.


Bakterilerin neredeyse tamamına yakın bir kısmı kapsül adı verilen glikokaliks yapısında karbonhidrat içerikli bir kapsül geliştirirler. Konağa girdiği zaman kalınlaışır. Konaktan çıkrığı zaman incelir. Bu kapsülün bakterinin oksijene direnci ile hiç bir ilişkisi bulunmamaktadır.

Oksijenli su ile bakteri hücersinin ölüp ölmaediğine işe yarayıp yaramadığını mikroskobun altına koymadan, veya kültür yoklaması yapmadan biliyor olmanız mümkün görünmüyor


Geniz akıntısının ağız kokusu yaptığını düşünüyor olmalısınız. Ağız kokusunun geniz akıntısı yapıyor olması da mümkündür.

Yazınızın içerisinde düzeltecek başka noktalarda görüyorum ama fazla derine gitmemek için burda durdum
-M

Orjinalini yazan: Ethic1 Kokuyu sülfür gazını çıkaran anaeroblar değil mi zaten? O zaman onlardan kurtulmak kokuyu yoketmez mi??

Şunları ifade etmeme izin veriniz:
1- Anaerop olmayanlar da sülfür gazı çıkarır.
2- Sülfür çıkarmayan anaeroplar da var
3- Anaeroplar ağızdan uzaklaştırılamaz. Zaten uzaklaşması gerekmez
4- Ağız kokusunu yapan süfürden başka binlerce gaz var

Orjinalini yazan: Ethic1 Peki o zaman hocam flagy içince neden koku tamamen kesiliyor?

Soru için teşekkür ederim
Sağlıklı insanların ağızlarında 1 santimetreküp salyada bir milyon tane (10^6 CFU) bakteri hücresi bulunur. Bu sayı çok normaldir.

Bu bakteri topluluğunun bir kısmı oksijensizlik ister (anaeroptur) diğer bir kısmı oksijen isteyen aeroptur. Bir kısmı Gram negatif diğerleri Gram pozitiftir. Bazılar çomaktır, bazıları kok bazıları spiral cinsindendir. Anaeroplar koku üretir ama diğerleri de üretir. Hiç birisi masum değildir. Kokusuz bakteri yoktur.

Normal bile olsa, bu kadar fazla çeşit ve sayıdaki bakterilerin ürettikleri doğal bir kötü koku vardır. Tip 0 (Fizyolojik) ağız kokusu adını alır. Sosyal bir kusur, taciz edici seviyede rahatsızlık veya bir hastalık durumu değildir. Sabahları uyanınca fazladır daha sonra azalır ve gün boyu hafifler asla sıfır olmaz. Ağzı kokusu hissedilmediği zamanda da bu koku mutlaka mevcuttur.

Flagyl dahil bir çok antibiyotik ağızdaki 10^6 CFU bakteri sayısını 10^2 lere kadar azaltır. Ağız kokusu ister patolojik olsun ister fizyolojik olsun azalır. İlacı bırakınca her şey eski haline gelir.

Yukarda anlattığım mekanizma içerisinde antibiyotiklerin tedavi etmediğini, sürdürülebilir olmadığını, akılcı bir müdahale olmadığını anlamış olduk.

Bir başka konu daha var.
Antibiyotikler organları hedef seçmezler. Yani ağızdaki kadar derideki bakterileri de azaltır. Veya kulaktaki veya gözdeki veya göbek çukurundaki bakterileri de azaltırlar. Flagyl alınca sadece ağızdaki bakteriler azalıyor zannedilmesin diye yazdım bunu. Heryerdeki bakteriler azalır. Eğer bakteri azaltma gayreti devam ederse koku yapmasa bile mantar sayısı artmaya başlayacaktır.
-M

Murat hocam bir durum aklıma takıldı.
Mesela siz ağız kokusu ölçümü yapıyorsunuz.Bir hasta size ağız kokusunun olup olmadığını öğrenmeye geldi.Sizin yanınıza dilini fırçaladıktan sonra geldi ve koku bulunmadı, ama dilini fırçalamadan gelseydi ağız kokusu bulunacaktı.Bu durum nasıl açıklanır?

Orjinalini yazan: Fayda koku bulunmadı, ama dilini fırçalamadan gelseydi ağız kokusu bulunacaktı.Bu durum nasıl açıklanır?

Soru haklı, isabetli, güzel.
Ağız kokusu cihaz ağza sokularak 1 defalık ölçümle teşhis edilmez. 3 kaynaktan statik ölçülür, azdırılıp artırılır maksimum miktarı ölçülür. Sonra çöktürülür ve minimum miktarı ölçülür. Limitten bağımsız olarak sayılar yanyana konulur.
Bu sistematik içinde ister aç ister tok gelsin. Veya ister kötü gününde ister iyi gününd egelsin teşhis isabet kazanmış olur

Orjinalini yazan: Ethic1 .....

Ethic1 kardeşim, Bu ve bir önceki sorularınız daha önce sorduğunuz ve yanıtlamaya çalıştığım sorulardır. Nakarata düşmemek amacıyla size yanıt yazmadım.

-M

Sağolun hocam, yani kurtulamıyoruz🙈

Murat hocam tip 1 için kişi kendisi koku almıyor ve etraftakiler uyarıyor gibi bir örnek vermiştiniz.Ben kokumu alıyorum ve tip 1 olduğumu biliyorum, çünkü dilimi fırçaladıgım zaman koku gidiyor.Ama dediğim gibi ben kokumu duyuyorum.Ağzım koktuğu zaman fark edebiliyorum.Bu durum nasıl oluyor?

Orjinalini yazan: Fayda Murat hocam tip 1 için kişi kendisi koku almıyor ve etraftakiler uyarıyor gibi bir örnek vermiştiniz.Ben kokumu alıyorum ve tip 1 olduğumu biliyorum, çünkü dilimi fırçaladıgım zaman koku gidiyor.Ama dediğim gibi ben kokumu duyuyorum.Ağzım koktuğu zaman fark edebiliyorum.Bu durum nasıl oluyor?

Kendinizde ağız kokusu almıyorsanız ve çevrenizden sormadan sözel uyarı almadıysanız ağız kokunuz yoktur kabul edilir.

Ağız kokunuzu duymuyorsanız koktuğunu nasıl fark ediyorsunuz?

Yanlış anlamışım , Tip 1 vakalar uzadığı zaman kendi ürettiği kokuya sağırlaşır. Koku üretimi kesikli ise veya erken döneminde ise birey kendisi ağız kokusunu bilir. Çoğunluğu duyar zaten
-M

Orjinalini yazan: Fayda Murat hocam bir şey merak ettim.Dildeki pas bir hastalık değil, kirliliktir.Bunu biliyoruz ve sizin sayenizde öğrendik.Peki dil sırtına lazer gibi uygulamalar neden yapılıyor ya da üzerinde çalışılıyor?

Soru için teşekkür ederim
Plak ve kalıntıların tutunduğu çengel geometrisinde girinti ve çıkıntıların sayısını azalatmak için laser ile onları seyretlmek veya düzleştirmek düşünülmüş.
-M

Orjinalini yazan: nisaluce Hocam flagyl ilacının etken maddesi metronidazol aldığımızda ağız kokumuz sıfırlanıyorya, bu metronidazolun etkili olduğu parazitler ve anaerop bakterilerin hangileri olduğu belli değil mi?

Şu video tam olarak sizi yanıtlıyor:

https://www.youtube.com/watch?v=GVqohsqxDPs&list=PLPTvEWXm-KtS3lCvY90A7pR3Rqy_KtfMV&index=9&t=0s

Merhaba, bende de dil pası var. Yaklaşık 5 aydır geçmedi. Refluden kaynaklı olabilir diye endoskopi yaptırmıştım h.pilori, hafif duedonum ülser, gastrit çıktı. Trio ve 5 li antibiyotik kullandım. Kan testleri normal çıkmıştı. Ortam nedeniyle kaka testi yaptiramadim h.pilori geçti mi baktiramadim. İlk başlarda sarımsı şekildeydi, boğazda kuruma ile başlamıştı. şuan beyaz belki biraz azaldı. Hafif karıncalanma-yanma gibi acı vermeyen his var. Kenarlarda kızarıklık. Acı yok. Cildiyeciler coğrafi dil dedi, dış doktoru liken planus olabilir dedi. Liken planus için KBB ye gidip patoloji yaptırmayı düşünüyorum. Neden kaynaklı olabilir, ister istemez kafaya takılıp sosyal hayatı etkiliyor. Benzer sorunları yaşayanlar var çözüm bulursam yazarım varsa fikri olan yazabilir mi

3 hafta önceki hali , coğrafi dil deniyordu

[/url

Mevcut hali bu

Xylitol bir alkoldur. Ağzı kurutabilir.

(Sonu -ol hecesi ile biten bütün kimyasal maddeler bir alkoldür)

Laktoferrin, kapsikum ve peroksidaz içerenlerin ağzı sulandırdığı söylenir.
-M

O kadar benzer ki dilimiz aynı enfekte, beyaz ve aralar harita gibi sınırları olan cinsten..rabbim yardımcımız olsun artık nasıl bir şey bu bilemedim.

Sorduğunuz için teşekkür ederim
Dil üzerindeki kaplamanın kalınlığı ile kokunun şiddeti yakından ilişkilidir.

Ne sıklıkla olşuyorsa o sıklıkla temizlenmelidir. Günde 2 defa gerekiyorsa 2 defa temizleyiniz. 5 defa gerekiyorsa 5 defa temizleyiniz.

Dil kazınmaz, fırçalanır.

Bilek yalama testi sahte pozitif sonuç verir. Bilek yalamayınız.

Hiç kimseye ağız kokusu sormayınız

Kokunun tarifi, neye benzediği değersiz bir detaydır, anlamı yoktur.

Orjinalini yazan: furkanıskın Hocam temizliği iyi yapabiliyor muyum diye soruyordum kardeşime emin olabilmek için hic kimssye sormayiniz demenizin bir nedeni var mi?

Sorarsanız ve bu alışkanlığa dönüşürse :
- Olfaktör obsesyon adı verilen psikolojik problem başlamış olabilir veya başlamasına kapı açtınız demektir.

- Sorduğunuz şahısa karşı zayıflamaya başlarsınız. Bunu şimdi veya gelecekte size silah olarak kullanabilir.

- Sordukça olmayan kokuyu zihninizde geliştirirsiniz. Koku halüsinasyonlarını hazırlayıp davet edersiniz.

- Koku varlığını sık sormanın kendisi ayrı bir hastalıktır.

Peki hocam ben 2 kez fircalamamama rağmen ilerleyen saatlerde bi koku var ama rahatsız edici bir koku değilse ve o sirada dilim beyaz ise 2 kere fircalamak yeterli midir? Önemli olan kabul edilebilir bir seviyeye inmek yazıyordu forumda kokunun olmasi ama rahatsiz edici olmamasi sosyal seviye midir?

Beyaz sarı gri renkte kirli bir dil kaplaması görüyorsanız saymadan istediğiniz kadar dilinizi fırçalayınız.
Beyaz kaplama varsa dilş fırçalanır. Bunun sayısı olmaz. Sümük gibi düşünün. Burnumuz akıyorsa, burnumuzda sümük varsa sümküreceğiz. Bunu saymayacağız. 50 dafa sümük geliyorsa 50 defa sümküreceğiz. saymayın.

Forumun ana sayfasında sağ üstte koca puntolar ile ne yazıyor :-)

Şöyle yazıyor:
==========
Ağız kokusu herkeste hep vardır, fakat hissedilirse ve hissedildiğinde hastalıktır. Farkında değilseniz ağız kokunuz yoktur.

Orjinalini yazan: seahorse Hocam dilin sürekli üst damakta olması dil pası oluşumunda etkisi var mı?

Dilin istirahat konumunda nereye park ettiğinin pas kalınlığıına veya hızına bir etkisi olmaz. Bazen damak kubbesine yapışır, bazen toparlanıp geri kaçar, bazen üst kesici dişin arkasına yaslanır (çocuklarda)

Soru için teşekkür ederim
Dil kaplamasının oluşum hızı herkeste farklıdır, her dönem farklıdır. Salyanın miktarı, salyanın protein içeriği, ağza dökğülen epitel hücre sayısı (miktarı), adet dönemi, ağızdaki bakteri sayısı, temizlik sıklığı, kan dolaşımı, beslenme alışkanlığı gibi sebepleri vardır. Sadece tat tomruuklarının arasını açmış olmakye indeksli olamaz.

Dil kaplaması genellikle ve sıklıkla Tip 1 ağız kokusu yapar. fakat bizler bunu daima ve mutlaka algılamak zorunda değiliz.

Dil kaplamasının oluşması besinlerle kolaylaşır elbette fakat dil kaplamasının oluşturduğu kokuyu çç kalırsanız fark etmeniz kolaylaşır.

Kaplama oluşmasın diye aç/tok kalmayı düşünmeyiniz. Kaplama oluşması engellenemez.

Orjinalini yazan: Ayşe Yıldız Hocam peki kaplama ile beyazlama ayni sey midir? Dilini duzenli fircalayanin dilindeki beyazlama ile fircalamayanin kisinin dilindeki beyazlama-kaplamanin olusturdugu kokunun cinsi farkli midir yoksa ayni midir?

Fırçalayınca kayboluyorsa dil üzerinde kalınlığı varsa beyazlık ile kaplama ayni şeydir. Bazılarının rengi beyaz değildir. Gri sarı falan olabilir.

özel durumlar var: kimyasal ve termik yanık, lökoplak, likenin retiküler lezyonları, kandidiyal plak, kızıl hastalığı vesaire. Bunlar da beyazlık vardır fakat beyazlığı kaldırmaya çalışırsanız kanama yapar.


Koku cinsleri, yani bir kokunun neye benzediği çok değersizdir. Herkes farklı bir şeye benzetebilir. Teşhis değeri yoktur.