Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Ağız kokusu - Şeytanın nefesi

Nereden Yazdırıldığı: Agiz Kokusu+
Kategori: AĞIZ KOKUSU Soru ve cevapları
Forum Adı: Bunları biliyor muydunuz?
Forum Tanımlaması: Anahtar bilgiler (doktorlar konu başlatabilir)
URL: http://www.agizkokusu.org/forum/forum_posts.asp?TID=1514
Tarih: 28-Mart-2024 Saat 12:32
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.06 - http://www.webwizforums.com


Konu: Ağız kokusu - Şeytanın nefesi
Mesajı Yazan: aydinmur
Konu: Ağız kokusu - Şeytanın nefesi
Mesaj Tarihi: 29-Ağustos-2014 Saat 08:05
Sıfırıncı yüzyılda, hıristiyanlığın ilan edildiği ilk yıllarda Arap yarımadasındaki yaygın inanışa göre:

İnsanın kötü düşünceleri ağızında ve vücudunda kötü kokuya neden olur. Bir insan ne kadar fazla kötü şeyler düşünürse, kötü insan olursa ve kötülük yaparsa, ağızı, nefesi ve vücudu o kadar çirkin kokar. Ağız kokusu şeytanın nefesidir.

diye düşünüyorlarmış.

Engizisyon döneminde 15.inci yüzyıl Avrupasında bazı hıristiyan ekollerinde bu düşüncenin kalıntıları bulunur.

-M



Cevaplar:
Mesajı Yazan: latte
Mesaj Tarihi: 29-Ağustos-2014 Saat 16:22
çok ilginç gerçekten, etrafımda şeytana pabucunu ters giydirebilecek nitelikte ve hiçbiyeri kokmayan insanlar olmasa ben de inanırdım muhtemelen.


Mesajı Yazan: Josephine
Mesaj Tarihi: 29-Ağustos-2014 Saat 22:01
kötü biri oldugumu düşünmüyorum ama lanetlendiğimi düşünüyorum hocam bazen. kimseye kötü bir şey yaptıgımı bilmem, niye bu şekilde cezalandırıldıgımı anlayamıyorum. yani diğer insanlar sağlıklıyken, toplumun çoğunda bu yokken, çok basit gibi görünen bu sorunu yıllardır halledememek... çok enteresan.


Mesajı Yazan: bad-ı saba
Mesaj Tarihi: 30-Ağustos-2014 Saat 04:33
latte, yorum çok sağlam yalnız :) hakikaten yüzde yüz katılıyorum bu söylediğine.


Mesajı Yazan: gepupagep
Mesaj Tarihi: 31-Ağustos-2014 Saat 09:59
hadi ya her hastaliga gore kisilik analizi yapar mi olduk simdi de sacmalik


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 01-Eylül-2014 Saat 12:28
açikcasi o zamanin şartlari düşünüldügünde insanlarin böyle bir düşünce içerisinde olmalarini normal oldugunu düşünüyorum.
o zamanki bilgi seviyesi malüm.
dolayisiyla insanlari rahatsz edebilecek böyle bir sorunu bilimdişi, batil inançli yorumlarla izah etmelerini beklemek daha dogru.
trajikomik olan şey günümüz insanlari da ne yazikki böyle düşünüyorlar:)
yani fikir olarak degiştigimizi düşünmüyorum.
biz ne kadar iyi olursak olalim insanlarin bilinçaltinda o zamanki insanlarin düşünceleri mevcut maalesef.
tabi burda genelleme yapmak yanliş.büyük bir çogunluk demek daha mantikli.
benim merak ettigim o zamanlarda bu sorundan muzdarip olan insanlara ne yaptklari?


-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 01-Eylül-2014 Saat 13:30
Sıfırıncı yıldan geriye gidilirse, Milattan Önce 50 yıllarında Uzak Asya'da ağız kokusuna ve diş temizliğine dikkat çeken ilk belgeler Türklere aittir. Türkler diş fırçasını ilk defa bulmuşlardır. Hatta diş bilemek atasözü; derenin kenarında dişini fırçalayan bir Türk askerini gören Çin'li bir askere aittir. Batılı kaynaklara bakarsanız ilk diş fırçası ve fırçalama işleminin 1796'da Boston'lu bir diş hekimi tarafından tıp tarihine kazandırıldığını yazar. Bu doğru değildir. İlk diş fırçası OrtaAsya'da Türkler tarafından bulunmuştur.

Ayni yıllarda "hilal" adı verilen bir bitki lifi ile diş aralarını temizlemek geleneği Hun imparatorluğundan arta kalan Türk tarihi belgelerinde yer almaktadır. "hilal eylemek" kelimesi diş ipi temizliğini ifade ederek dilimize girmiştir zaten.

İsa'nın doğumundan ve hıristiyanlığın ortaya çıkmasından itibaren ağız kokusu şeytan ile ilişkilendirilmiştir. İslamiyete kadar bu düşünce devam etmiş. Veya en azından alternatif düşünce üretilmemiş.

İslamiyet temizlik eksikliğine işaret etmiştir. Misfak adı verilen ağaç damarlarından oluşan püsküllü el aleti bunun en iyi delilidir. Bu gün misfak önermiyoruz.

İlerleyen yüzyıllarda, Avrupa geleneklerinde, genç kızların ağız kokusundan kurtulmak için şarap içmeleri veya gargara yapmaları söylenmiş. Orta Avrupa'da yapılan bazı arkeolojik kalıntılarda, bulunan kadeh ve ilaç şişeleri üzerinde ağız kokusu için kullanılmak üzere hazırlandığı yazılı olan bazı karışımlar bulunmuş.

Antik Yunan ve Arap doktorları bu konuda herbal seviyeden ileri geçememişler. Diğerleri de onları taklit etmiş.

Günümüzde ise çinkonun ağız kokusunu engelleyici etkisi bulununcaya kadar fazla bir değişiklik olmamış. Alkollü gargara ve onların içindeki tatlandırıcıların ağız kokusunu artırıc etkisi daha sonra çinkonun faydalı etkisi ile birleştirilmiş.

Bu gün ağız kokusu hastaları halitomafia, herbalizm, rasyonel tıp üçgeninde kapalı kalmıştır. Böyle ortamlarda cehalet ve hurafe yeşerir. Üfürükçüler çıkacak diye korkuyorum.
-M


Mesajı Yazan: latte
Mesaj Tarihi: 02-Eylül-2014 Saat 03:18
misvağı niye önermiyor sunuz hocam?


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 02-Eylül-2014 Saat 08:08
Misvak ağaçların beslenme damarları ve odunsu liflerinden yapılır. ÖZel bir ağaç olup bu ağacın öz suyunda diş eti sağlığına iyi gelen kimyasal maddeler tespit edilmiştir.

Ağaçların yukarıya doğru su ve besin taşımak için kullandıkları beslenme damarları vardır. Bunlar içi boş borular gibidir. Mikroskopta görüntüsünü büyüttüğünüz zaman hortum gibi olduğunu görürsünüz. Borunun ortasında ilik adı verilen bir tünel bulunur. Bu tünelin çapı 10-20 mikrometreden 80-100 mikrometreye kadar değişir.

Odunsu lifin ortasında uzanan ilik, saklama ve satış sırasında mikrop yuvasına dönüşür. Küçük boy bir mikrobun çapı 1 mikrometre olduğu düşünülürse 1 tane misvak lifine katrilyarlarca mikrop girer. Bu lifler birinci kullanılmasını takiben mikrop cennetine dönüşür.

Odunun yapısında bulunan selüloz yüksek karbonlu bir şekerdir ve bakterilerin (ve mantarların) bazıları odunsu lifleri besin maddesi olarak kullanır ve çoğalır. Bu gün kullandığınız misvak ertesi gün infektif materyal haline dönüşür. Değil ağzınıza sokmak, elinizi bile dokunmak istemezsiniz.

Mikrop tutmayan, naylon kıllardan yapılmış, seyrek kıl demetleri olan orta sert bir Banat diş fırçası sağlığımız için biraz daha makul bir seçim olabilir.
-M


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 04-Eylül-2014 Saat 01:14
hocam paylaştigniz bilgide şu nokta çok ama çok önemli..
dediginiz gibi o dönemdeki insanlar kötü düşüncelerinden dolayi bizim gibi insanlar böyle bir sorunla karşilaştigi dile getirmekteler.
yani bu soruna kötü düşüncelerimiz neden olmakta, kötü düşüncelerimiz nedeniyle böyle bir durumla cezalandirilmiş oldugumuza inanmaktalar.
şimdi tabi burda kötü biri oldugumuzu, pis igrenç biri oldugumuz için cezalanmiş oldugumuzu düşünmemekle beraber o zamanki insanlarin bu düşünce içerisinde olmalari gülünç,akliselimden uzak bir davraniş oldugunu düşünüyorum.
benim demek istedigim ve onlarin da farkli bir boyutta düşündükleri
şey olan "düşüncenin gücü" bir başka deyişle galiba şifa arkadaşimiz demişti "placebo etkisi" nin insan üzerindeki etkisi.
bu gücün etkisini yaşadigimiz hayat nedeniyle pek aklimiza gelmiyor
ve açikcasi fazla da kaale almiyoruz. ancak bu konu üzerinde ciddi mana düşünmeli ve buna inanmamiz gerektigini düşünüyorum.
bu durum bence ister saglikli olsun ister hastalikli olsun bütün insanlar için geçerli olan bir olgudur.
düşündügümuz zaman aslinda insanlar düşünceleriyle varlar,düşünceleriyle yaşarlar, hayatlarina düşünceleri yön veriyor.
hatta iyi veya kötü yaptigimiz bütün tercihlerimiz düşüncelerimizin eseridir. şuan insanlar düşüncelerinden ötürü damga yemiyorlar mi? düşüncelerinden ötürü saygi,hürmet görmüyorlar mi? ayni şekilde toplumdan dişlanilmiyor mu? insanlar arasinda kötü adam iyi kadin etiketi sirf düşüncelerinden ötürü yakiştirilmiyor mu? veya düşüncelerinin bir bir neticesi olan davraniş yada başka şeyler nedeniyle böyle olmuyor mu? eminim çogumuz bu konularda az çok hemfikiriz.
"güzel bakan güzel görür" sözünde oldugu gibi " güzel düşünen güzeli bulur" gerçekligine inaniyorum.
böyle bir sorundan muzdarip olan bizlerin psikolojik olarak ne yazikki iyi bir durumda degiliz. ve bu yüzden düşüncelerimiz maalesef ki her zaman negatif ve olumsuzluklar üzerine kurulu.
yani eminim hepimiz 7/24 her an bu kokunun üzerimizdeki etkileri hakkinda düşünmekteyiz. ama hep olumsuz düşünmekteyiz
tabi koku ve çevremize verdigimiz rahatsiztan dolayi iyi şeyler düşünmemiz hiç kolay degil ve çok zor bir durum.
bu olumsuz düşünceler nedeniyle beynimiz ve bilincaltimiz ciddi manada etkileniyor ancak biz bunun farkinda degiliz.

ben şahsen elimden geldigince iyimser olmaya ve pozitif düşünceler kurmaya kendimi zorluyor ve böyle yaşama çalişiyorum.
bunun etkisiyle açikcasi sadece koku namina degil hayatimin diger alanlarinda da iyi sonuçlar aldigimi düşünüyorum.
kisaca anlatmaya çaliştigim şey olumsuz düşünce ve davranişlardan uzak durabilirsek hayatimiz da biraz olsun güzelleşir güzellesecektir.
biraz kariştirdim galiba ama beni anladiginizi umuyorum.





bende kendi hayatimda bunun faydasini baya gördüm/görüyorum.


-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 04-Eylül-2014 Saat 08:29
Samimi düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Aslında belkide 2 yönlü bir etkileşim olabilir. Negatif düşüncelerin bedene yansıması koku şeklinde olabileceği veya bunun tersine olarak, kokunun insana negatiflik yüklediği söylenebilir.

Lakin sıfırıncı yıllarda bu düşüncenin çıkış noktası şeytani (kötü) duygu ve düşüncelerdir. Yani olayın içerisinde ahlaki , etik, mantık yanlışlarından daha fazla mistik yanlışlar vardır. Günah ve yasak delinmesi vardır. Bu anlamda taşları yerine koyduğumuz zaman, ağız kokusu, hem ceza hem şeytani belirti kılığında karşımıza gelir.
-M


Mesajı Yazan: sifa
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2014 Saat 02:31
Hocam ne ceza ne de seytan nefesi sadece bi imtihan. Ceza diyerek kendimize haksizlik yapmis oluruz. Daha oncede benzer sekikde konusmustuk bu konuyu. Herkes hayatta farkli sekillerde imtihan edilir. Bu evlat para mal mulk es is hastalik vs olabilir.. Zaten ayettede gecer biz sizi biraz aclik evlat ve malla imtihan edecegiz diye.. Ki ayrica bi cogumuzun ergenlikten veya daha onceainden gelen bi sorunu yani pek biseyin cezasi olabilecek gibide gkrunmuyor:-)Derdi veren Allahdermanda onda muhakkak vardir bir nedeni biz bilemeyiz yalnizca O bilir. Biz sadece kendi irademizi kullanip bu hastaliktan kurtulmaya calisacagiz sonuna kadar nefesimiz bitene kadar.. Ve ckgu zaman bende dahik olmak uzere hepimizin gucu bitebiliyor ama her basarisiz bir tedavi bize yol gosteriyor en azindan nedenin baska yerde old anlatiyor.. Yaptigimiz hicbiswy hicbi emek bosa gitmeyecek.. Son olarak bu sorunun neden bizim basimkza geldigininde bi onemi yok. Onemli olan gitmesi . Ve bizde bunun icin ugrasiyoruz elbet bigun kurtulacagiz..


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2014 Saat 07:38
Farklı şeyler konuşuyor olabiliriz.

Ağız kokusuna ikibin sene önce ne gözle baktıklarını , bunun bir ceza gibi görüldüğünü ifade ettim.

Sanki ben bu hastalığı size verilmiş ceza gibi görüyormuşum gibi ele aldınız.

-M


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 06-Eylül-2014 Saat 01:14
"Negatif düşüncelerin bedene yansimasi şeklinde olabilecegi gibi
bunun tersi olarak, kokunun insana negatiflik yükledigi söylenebilir."

evet hocam benim de tam olarak demek istedigim buydu. Bu arada herhangi bir yanlişlík yok hocam.
Paylaştiginiz bilgilerde insanlarin geçmiste bu koku meselesine nasil baktiklarínì,ne düşündükleri,
kokunun genel tarihçesini ve zamanla uygarliklarin degişimine paralel olarak kokuya olan bakiş açisíní ve
uygulamalari hakkinda biz de hemfikiriz.
yani böyle bir sorun yüzünden cezalandirilmíş oldugumuzu zaten inanmiyoruz,üstümüze de alinmiyoruz.
Yukarida da beirtmiştim böyle bir düşünce hem komik hemde kaale alinmayacak kadar saçma oldugunu söylemiştim.

Ayrica hocam,lütfen böyle bilgileri bizimle daha çok paylaşmanizi rica ediyorum. Gerçekten güzel bilgiler verdiniz.
Bunlari bilmek bizler açisindan çok önemli.Herşey için çok teşekkür ederiz.sagolun

-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 06-Eylül-2014 Saat 01:39
Şifa'ya da kesinlikle katiliyorum.çok dogru tespitlerde bulunmuş.
ne yazikki olumsuz bir vakaa sonucu hemen hayattan dert yanmak,neden ben? niye bunlar beni buluyor? (haşa) Allah bunu bana niye yapiyor?....
diyerek isyan etmek insanlarin yani hepimizin fítratinda var.
halbuki şifa arkadaşimiz çok güzel anlatmiş olayi.
tamm kaderimize razi olalim demiyorum ama kaderimizi de degiştirecek birçok sebep vermiş Allah.
yeter ki bizde bunlari kavrayacak bilinç ve aklimiz olsun. bu yönde irade ve azmimiz olsun.gerisi muhakkak gelecektir inş.

Ayrica dünyada derdi,tasasi olmayan,aciz olmayan bir Allah in kulu var mi? yok.
eminim aklinizda "bunun derdi tasasi hayatta yok" dediginiz insanlarin bile Allah bilir ne kusurlari,ne dertleri vardir. biz nerden biliyoruz dertlerinn olmadigini?

En basiti çevremde ne muhtaç,zavalli insanlar görüyorum ki bunlari anlatacak kelime bulamiyorum.
ve onlari gördügüm her an içinde bulundugum bu hale ragmen Allah'a hamd ediyorum.
iyiki ben böyle bir durumda degilim diye.bazen elimizdeki güzel şeyleri de görmemiz lazim.
keşke bu dertten dolayi ölsem,bu hayattan geberip gitsem demek yerine güzel taraflarimizi bilip şükür etmeyi de bilsek,daha güzel günler için çaba sarfetsek.
işte hayatin anlami o zaman olur



-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: sifa
Mesaj Tarihi: 06-Eylül-2014 Saat 03:06
Hocam cok ozurdilerim sizi boyke bi konuma sokmak degildi dusuncem. Aslinda yazdiklarim size degil belirli bir dusunceye idi. Baslarken hocam diye hitap etmis olmam kpnunun akisini degistirdi sanirim. Siz tabiki boyke birsey soylemediniz yanlis anlasilma olmasin tekrar cok ozurdilerim.


Mesajı Yazan: tekyaşayan
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2018 Saat 18:45
İkibin sene önce nefes kokusuna bu şekilde bakan insanlardan günümüzde de var.Yüz buruşturan ,iğrenclik
duyan insanların yanında hissettiklerimizi hiçbirimiz kelimelerle anlatamayız.Tedavi için çırpınırken ruhuna psikolojime tokat üstüne tokat yedim.İnsanların yanında bulunmak zorunda kaldığımda nefesini tutmaktan başka çaresi olmayan bi insanım. Bu forumu keşfettikten sonra ızdırabım biraz hafifledi,sadece kendimi bu hastalığa sahip bilirdim.Binde bir bazı insanlarda farkederdim,nadiren.Sürekli kendimi anormal olarak görürdüm.Burada biçok arkadaşın hallerini okudukça bir yandan anormal olmadığımı,yanlız olmadığımı farkedip sevindim bi yandan da çırpınışlarımıza kendim gibi sizler içinde üzülüyorum.Bu siteyi hazırlayanlardan ve cesaretle hallerini paylaşan arkadaşlardan Allah-ü Teala razı olsun.Şifa için mücadeleye devam inşallah.

-------------
Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime


Mesajı Yazan: wolfscream
Mesaj Tarihi: 25-Kasım-2018 Saat 10:29
Yalnız, ben birşey farkettim. Benim gibi bu hastalıktan muzdarip insanlar yalnızlaştığı için çok okuyup araştırıyorlar. Eğer olur da birgün biz hastalıklarımızdan kurtulursak, bu hastalığın bize çok şey kattığını farkedeceğiz. Ben lise yıllarımda çok yaramaz, kavgacı bir çocuktum. Yalnız kalmaya başladığımdan beri sürekli bilim, sanat, sağlık konularında baya bir bilgi biriktirdim. Kendimi netflixe verdiğim için yarım yamalak yabancı dilimi pekiştirdim. Şimdi rahatlıkla ingilizce konuşabiliyorum. Eğer olur da birgün kurtulursam...


Mesajı Yazan: tekyaşayan
Mesaj Tarihi: 26-Kasım-2018 Saat 11:40
İnşaallah Allah-ü Teala hepimize Şifa ihsan eylesin.

-------------
Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat