Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Agiz kokusu - Seytanin nefesi

Nereden Yazdırıldığı: Agiz Kokusu+
Kategori: AGIZ KOKUSU Soru ve cevaplari
Forum Adı: Bunlari biliyor muydunuz?
Forum Tanımlaması: Anahtar bilgiler (doktorlar konu baslatabilir)
URL: http://www.agizkokusu.org/forum/forum_posts.asp?TID=1514
Tarih: 30-Nisan-2025 Saat 19:02
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.06 - http://www.webwizforums.com


Konu: Agiz kokusu - Seytanin nefesi
Mesajı Yazan: aydinmur
Konu: Agiz kokusu - Seytanin nefesi
Mesaj Tarihi: 29-Agustos-2014 Saat 08:05
Sifirinci yüzyilda, hiristiyanligin ilan edildigi ilk yillarda Arap yarimadasindaki yaygin inanisa göre:

Insanin kötü düsünceleri agizinda ve vücudunda kötü kokuya neden olur. Bir insan ne kadar fazla kötü seyler düsünürse, kötü insan olursa ve kötülük yaparsa, agizi, nefesi ve vücudu o kadar çirkin kokar. Agiz kokusu seytanin nefesidir.

diye düsünüyorlarmis.

Engizisyon döneminde 15.inci yüzyil Avrupasinda bazi hiristiyan ekollerinde bu düsüncenin kalintilari bulunur.

-M



Cevaplar:
Mesajı Yazan: latte
Mesaj Tarihi: 29-Agustos-2014 Saat 16:22
çok ilginç gerçekten, etrafimda seytana pabucunu ters giydirebilecek nitelikte ve hiçbiyeri kokmayan insanlar olmasa ben de inanirdim muhtemelen.


Mesajı Yazan: Josephine
Mesaj Tarihi: 29-Agustos-2014 Saat 22:01
kötü biri oldugumu düsünmüyorum ama lanetlendigimi düsünüyorum hocam bazen. kimseye kötü bir sey yaptigimi bilmem, niye bu sekilde cezalandirildigimi anlayamiyorum. yani diger insanlar saglikliyken, toplumun çogunda bu yokken, çok basit gibi görünen bu sorunu yillardir halledememek... çok enteresan.


Mesajı Yazan: bad-i saba
Mesaj Tarihi: 30-Agustos-2014 Saat 04:33
latte, yorum çok saglam yalniz :) hakikaten yüzde yüz katiliyorum bu söyledigine.


Mesajı Yazan: gepupagep
Mesaj Tarihi: 31-Agustos-2014 Saat 09:59
hadi ya her hastaliga gore kisilik analizi yapar mi olduk simdi de sacmalik


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 01-Eylül-2014 Saat 12:28
açikcasi o zamanin sartlari düsünüldügünde insanlarin böyle bir düsünce içerisinde olmalarini normal oldugunu düsünüyorum.
o zamanki bilgi seviyesi malüm.
dolayisiyla insanlari rahatsz edebilecek böyle bir sorunu bilimdisi, batil inançli yorumlarla izah etmelerini beklemek daha dogru.
trajikomik olan sey günümüz insanlari da ne yazikki böyle düsünüyorlar:)
yani fikir olarak degistigimizi düsünmüyorum.
biz ne kadar iyi olursak olalim insanlarin bilinçaltinda o zamanki insanlarin düsünceleri mevcut maalesef.
tabi burda genelleme yapmak yanlis.büyük bir çogunluk demek daha mantikli.
benim merak ettigim o zamanlarda bu sorundan muzdarip olan insanlara ne yaptklari?


-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 01-Eylül-2014 Saat 13:30
Sifirinci yildan geriye gidilirse, Milattan Önce 50 yillarinda Uzak Asya'da agiz kokusuna ve dis temizligine dikkat çeken ilk belgeler Türklere aittir. Türkler dis firçasini ilk defa bulmuslardir. Hatta dis bilemek atasözü; derenin kenarinda disini firçalayan bir Türk askerini gören Çin'li bir askere aittir. Batili kaynaklara bakarsaniz ilk dis firçasi ve firçalama isleminin 1796'da Boston'lu bir dis hekimi tarafindan tip tarihine kazandirildigini yazar. Bu dogru degildir. Ilk dis firçasi OrtaAsya'da Türkler tarafindan bulunmustur.

Ayni yillarda "hilal" adi verilen bir bitki lifi ile dis aralarini temizlemek gelenegi Hun imparatorlugundan arta kalan Türk tarihi belgelerinde yer almaktadir. "hilal eylemek" kelimesi dis ipi temizligini ifade ederek dilimize girmistir zaten.

Isa'nin dogumundan ve hiristiyanligin ortaya çikmasindan itibaren agiz kokusu seytan ile iliskilendirilmistir. Islamiyete kadar bu düsünce devam etmis. Veya en azindan alternatif düsünce üretilmemis.

Islamiyet temizlik eksikligine isaret etmistir. Misfak adi verilen agaç damarlarindan olusan püsküllü el aleti bunun en iyi delilidir. Bu gün misfak önermiyoruz.

Ilerleyen yüzyillarda, Avrupa geleneklerinde, genç kizlarin agiz kokusundan kurtulmak için sarap içmeleri veya gargara yapmalari söylenmis. Orta Avrupa'da yapilan bazi arkeolojik kalintilarda, bulunan kadeh ve ilaç siseleri üzerinde agiz kokusu için kullanilmak üzere hazirlandigi yazili olan bazi karisimlar bulunmus.

Antik Yunan ve Arap doktorlari bu konuda herbal seviyeden ileri geçememisler. Digerleri de onlari taklit etmis.

Günümüzde ise çinkonun agiz kokusunu engelleyici etkisi bulununcaya kadar fazla bir degisiklik olmamis. Alkollü gargara ve onlarin içindeki tatlandiricilarin agiz kokusunu artiric etkisi daha sonra çinkonun faydali etkisi ile birlestirilmis.

Bu gün agiz kokusu hastalari halitomafia, herbalizm, rasyonel tip üçgeninde kapali kalmistir. Böyle ortamlarda cehalet ve hurafe yeserir. Üfürükçüler çikacak diye korkuyorum.
-M


Mesajı Yazan: latte
Mesaj Tarihi: 02-Eylül-2014 Saat 03:18
misvagi niye önermiyor sunuz hocam?


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 02-Eylül-2014 Saat 08:08
Misvak agaçlarin beslenme damarlari ve odunsu liflerinden yapilir. ÖZel bir agaç olup bu agacin öz suyunda dis eti sagligina iyi gelen kimyasal maddeler tespit edilmistir.

Agaçlarin yukariya dogru su ve besin tasimak için kullandiklari beslenme damarlari vardir. Bunlar içi bos borular gibidir. Mikroskopta görüntüsünü büyüttügünüz zaman hortum gibi oldugunu görürsünüz. Borunun ortasinda ilik adi verilen bir tünel bulunur. Bu tünelin çapi 10-20 mikrometreden 80-100 mikrometreye kadar degisir.

Odunsu lifin ortasinda uzanan ilik, saklama ve satis sirasinda mikrop yuvasina dönüsür. Küçük boy bir mikrobun çapi 1 mikrometre oldugu düsünülürse 1 tane misvak lifine katrilyarlarca mikrop girer. Bu lifler birinci kullanilmasini takiben mikrop cennetine dönüsür.

Odunun yapisinda bulunan selüloz yüksek karbonlu bir sekerdir ve bakterilerin (ve mantarlarin) bazilari odunsu lifleri besin maddesi olarak kullanir ve çogalir. Bu gün kullandiginiz misvak ertesi gün infektif materyal haline dönüsür. Degil agziniza sokmak, elinizi bile dokunmak istemezsiniz.

Mikrop tutmayan, naylon killardan yapilmis, seyrek kil demetleri olan orta sert bir Banat dis firçasi sagligimiz için biraz daha makul bir seçim olabilir.
-M


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 04-Eylül-2014 Saat 01:14
hocam paylastigniz bilgide su nokta çok ama çok önemli..
dediginiz gibi o dönemdeki insanlar kötü düsüncelerinden dolayi bizim gibi insanlar böyle bir sorunla karsilastigi dile getirmekteler.
yani bu soruna kötü düsüncelerimiz neden olmakta, kötü düsüncelerimiz nedeniyle böyle bir durumla cezalandirilmis oldugumuza inanmaktalar.
simdi tabi burda kötü biri oldugumuzu, pis igrenç biri oldugumuz için cezalanmis oldugumuzu düsünmemekle beraber o zamanki insanlarin bu düsünce içerisinde olmalari gülünç,akliselimden uzak bir davranis oldugunu düsünüyorum.
benim demek istedigim ve onlarin da farkli bir boyutta düsündükleri
sey olan "düsüncenin gücü" bir baska deyisle galiba sifa arkadasimiz demisti "placebo etkisi" nin insan üzerindeki etkisi.
bu gücün etkisini yasadigimiz hayat nedeniyle pek aklimiza gelmiyor
ve açikcasi fazla da kaale almiyoruz. ancak bu konu üzerinde ciddi mana düsünmeli ve buna inanmamiz gerektigini düsünüyorum.
bu durum bence ister saglikli olsun ister hastalikli olsun bütün insanlar için geçerli olan bir olgudur.
düsündügümuz zaman aslinda insanlar düsünceleriyle varlar,düsünceleriyle yasarlar, hayatlarina düsünceleri yön veriyor.
hatta iyi veya kötü yaptigimiz bütün tercihlerimiz düsüncelerimizin eseridir. suan insanlar düsüncelerinden ötürü damga yemiyorlar mi? düsüncelerinden ötürü saygi,hürmet görmüyorlar mi? ayni sekilde toplumdan dislanilmiyor mu? insanlar arasinda kötü adam iyi kadin etiketi sirf düsüncelerinden ötürü yakistirilmiyor mu? veya düsüncelerinin bir bir neticesi olan davranis yada baska seyler nedeniyle böyle olmuyor mu? eminim çogumuz bu konularda az çok hemfikiriz.
"güzel bakan güzel görür" sözünde oldugu gibi " güzel düsünen güzeli bulur" gerçekligine inaniyorum.
böyle bir sorundan muzdarip olan bizlerin psikolojik olarak ne yazikki iyi bir durumda degiliz. ve bu yüzden düsüncelerimiz maalesef ki her zaman negatif ve olumsuzluklar üzerine kurulu.
yani eminim hepimiz 7/24 her an bu kokunun üzerimizdeki etkileri hakkinda düsünmekteyiz. ama hep olumsuz düsünmekteyiz
tabi koku ve çevremize verdigimiz rahatsiztan dolayi iyi seyler düsünmemiz hiç kolay degil ve çok zor bir durum.
bu olumsuz düsünceler nedeniyle beynimiz ve bilincaltimiz ciddi manada etkileniyor ancak biz bunun farkinda degiliz.

ben sahsen elimden geldigince iyimser olmaya ve pozitif düsünceler kurmaya kendimi zorluyor ve böyle yasama çalisiyorum.
bunun etkisiyle açikcasi sadece koku namina degil hayatimin diger alanlarinda da iyi sonuçlar aldigimi düsünüyorum.
kisaca anlatmaya çalistigim sey olumsuz düsünce ve davranislardan uzak durabilirsek hayatimiz da biraz olsun güzellesir güzellesecektir.
biraz karistirdim galiba ama beni anladiginizi umuyorum.





bende kendi hayatimda bunun faydasini baya gördüm/görüyorum.


-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 04-Eylül-2014 Saat 08:29
Samimi düsüncelerinizi paylastiginiz için tesekkür ederim. Aslinda belkide 2 yönlü bir etkilesim olabilir. Negatif düsüncelerin bedene yansimasi koku seklinde olabilecegi veya bunun tersine olarak, kokunun insana negatiflik yükledigi söylenebilir.

Lakin sifirinci yillarda bu düsüncenin çikis noktasi seytani (kötü) duygu ve düsüncelerdir. Yani olayin içerisinde ahlaki , etik, mantik yanlislarindan daha fazla mistik yanlislar vardir. Günah ve yasak delinmesi vardir. Bu anlamda taslari yerine koydugumuz zaman, agiz kokusu, hem ceza hem seytani belirti kiliginda karsimiza gelir.
-M


Mesajı Yazan: sifa
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2014 Saat 02:31
Hocam ne ceza ne de seytan nefesi sadece bi imtihan. Ceza diyerek kendimize haksizlik yapmis oluruz. Daha oncede benzer sekikde konusmustuk bu konuyu. Herkes hayatta farkli sekillerde imtihan edilir. Bu evlat para mal mulk es is hastalik vs olabilir.. Zaten ayettede gecer biz sizi biraz aclik evlat ve malla imtihan edecegiz diye.. Ki ayrica bi cogumuzun ergenlikten veya daha onceainden gelen bi sorunu yani pek biseyin cezasi olabilecek gibide gkrunmuyor:-)Derdi veren Allahdermanda onda muhakkak vardir bir nedeni biz bilemeyiz yalnizca O bilir. Biz sadece kendi irademizi kullanip bu hastaliktan kurtulmaya calisacagiz sonuna kadar nefesimiz bitene kadar.. Ve ckgu zaman bende dahik olmak uzere hepimizin gucu bitebiliyor ama her basarisiz bir tedavi bize yol gosteriyor en azindan nedenin baska yerde old anlatiyor.. Yaptigimiz hicbiswy hicbi emek bosa gitmeyecek.. Son olarak bu sorunun neden bizim basimkza geldigininde bi onemi yok. Onemli olan gitmesi . Ve bizde bunun icin ugrasiyoruz elbet bigun kurtulacagiz..


Mesajı Yazan: aydinmur
Mesaj Tarihi: 05-Eylül-2014 Saat 07:38
Farkli seyler konusuyor olabiliriz.

Agiz kokusuna ikibin sene önce ne gözle baktiklarini , bunun bir ceza gibi görüldügünü ifade ettim.

Sanki ben bu hastaligi size verilmis ceza gibi görüyormusum gibi ele aldiniz.

-M


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 06-Eylül-2014 Saat 01:14
"Negatif düsüncelerin bedene yansimasi seklinde olabilecegi gibi
bunun tersi olarak, kokunun insana negatiflik yükledigi söylenebilir."

evet hocam benim de tam olarak demek istedigim buydu. Bu arada herhangi bir yanlislík yok hocam.
Paylastiginiz bilgilerde insanlarin geçmiste bu koku meselesine nasil baktiklarínì,ne düsündükleri,
kokunun genel tarihçesini ve zamanla uygarliklarin degisimine paralel olarak kokuya olan bakis açisíní ve
uygulamalari hakkinda biz de hemfikiriz.
yani böyle bir sorun yüzünden cezalandirilmís oldugumuzu zaten inanmiyoruz,üstümüze de alinmiyoruz.
Yukarida da beirtmistim böyle bir düsünce hem komik hemde kaale alinmayacak kadar saçma oldugunu söylemistim.

Ayrica hocam,lütfen böyle bilgileri bizimle daha çok paylasmanizi rica ediyorum. Gerçekten güzel bilgiler verdiniz.
Bunlari bilmek bizler açisindan çok önemli.Hersey için çok tesekkür ederiz.sagolun

-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: bir hayalim var
Mesaj Tarihi: 06-Eylül-2014 Saat 01:39
Sifa'ya da kesinlikle katiliyorum.çok dogru tespitlerde bulunmus.
ne yazikki olumsuz bir vakaa sonucu hemen hayattan dert yanmak,neden ben? niye bunlar beni buluyor? (hasa) Allah bunu bana niye yapiyor?....
diyerek isyan etmek insanlarin yani hepimizin fítratinda var.
halbuki sifa arkadasimiz çok güzel anlatmis olayi.
tamm kaderimize razi olalim demiyorum ama kaderimizi de degistirecek birçok sebep vermis Allah.
yeter ki bizde bunlari kavrayacak bilinç ve aklimiz olsun. bu yönde irade ve azmimiz olsun.gerisi muhakkak gelecektir ins.

Ayrica dünyada derdi,tasasi olmayan,aciz olmayan bir Allah in kulu var mi? yok.
eminim aklinizda "bunun derdi tasasi hayatta yok" dediginiz insanlarin bile Allah bilir ne kusurlari,ne dertleri vardir. biz nerden biliyoruz dertlerinn olmadigini?

En basiti çevremde ne muhtaç,zavalli insanlar görüyorum ki bunlari anlatacak kelime bulamiyorum.
ve onlari gördügüm her an içinde bulundugum bu hale ragmen Allah'a hamd ediyorum.
iyiki ben böyle bir durumda degilim diye.bazen elimizdeki güzel seyleri de görmemiz lazim.
keske bu dertten dolayi ölsem,bu hayattan geberip gitsem demek yerine güzel taraflarimizi bilip sükür etmeyi de bilsek,daha güzel günler için çaba sarfetsek.
iste hayatin anlami o zaman olur



-------------
ÇareSiZseniz ! Çare SiZsiniz !!


Mesajı Yazan: sifa
Mesaj Tarihi: 06-Eylül-2014 Saat 03:06
Hocam cok ozurdilerim sizi boyke bi konuma sokmak degildi dusuncem. Aslinda yazdiklarim size degil belirli bir dusunceye idi. Baslarken hocam diye hitap etmis olmam kpnunun akisini degistirdi sanirim. Siz tabiki boyke birsey soylemediniz yanlis anlasilma olmasin tekrar cok ozurdilerim.


Mesajı Yazan: tekyasayan
Mesaj Tarihi: 24-Kasim-2018 Saat 18:45
Ikibin sene önce nefes kokusuna bu sekilde bakan insanlardan günümüzde de var.Yüz burusturan ,igrenclik
duyan insanlarin yaninda hissettiklerimizi hiçbirimiz kelimelerle anlatamayiz.Tedavi için çirpinirken ruhuna psikolojime tokat üstüne tokat yedim.Insanlarin yaninda bulunmak zorunda kaldigimda nefesini tutmaktan baska çaresi olmayan bi insanim. Bu forumu kesfettikten sonra izdirabim biraz hafifledi,sadece kendimi bu hastaliga sahip bilirdim.Binde bir bazi insanlarda farkederdim,nadiren.Sürekli kendimi anormal olarak görürdüm.Burada biçok arkadasin hallerini okudukça bir yandan anormal olmadigimi,yanliz olmadigimi farkedip sevindim bi yandan da çirpinislarimiza kendim gibi sizler içinde üzülüyorum.Bu siteyi hazirlayanlardan ve cesaretle hallerini paylasan arkadaslardan Allah-ü Teala razi olsun.Sifa için mücadeleye devam insallah.

-------------
Kimseye etmem sikayet aglarim ben halime

Titrerim mücrim gibi baktikça istikbalime


Mesajı Yazan: wolfscream
Mesaj Tarihi: 25-Kasim-2018 Saat 10:29
Yalniz, ben birsey farkettim. Benim gibi bu hastaliktan muzdarip insanlar yalnizlastigi için çok okuyup arastiriyorlar. Eger olur da birgün biz hastaliklarimizdan kurtulursak, bu hastaligin bize çok sey kattigini farkedecegiz. Ben lise yillarimda çok yaramaz, kavgaci bir çocuktum. Yalniz kalmaya basladigimdan beri sürekli bilim, sanat, saglik konularinda baya bir bilgi biriktirdim. Kendimi netflixe verdigim için yarim yamalak yabanci dilimi pekistirdim. Simdi rahatlikla ingilizce konusabiliyorum. Eger olur da birgün kurtulursam...


Mesajı Yazan: tekyasayan
Mesaj Tarihi: 26-Kasim-2018 Saat 11:40
Insaallah Allah-ü Teala hepimize Sifa ihsan eylesin.

-------------
Kimseye etmem sikayet aglarim ben halime

Titrerim mücrim gibi baktikça istikbalime



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat